"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :AĞIR CEZA MAHKEMESİ
DAVA : KORUMA TEDBİRLERİ NEDENİYLE TAZMİNAT
Dava Tarihi : 21/12/2015
Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 21.974,55 TL maddi, 42.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/148 Esas – 2015/144 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan 16.03.2010 – 24.12.2012 tarihleri arasında 2 yıl 9 ay 8 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 24.04.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 150.000 TL maddi, 200.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 21.974,55 TL maddi, 42.000 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ödenmesine hükmedilmiş olup,
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamış, UYAP üzerinden yapılan kontrolde davacı tarafından aynı konu hakkında açılmış başka bir davanın bulunmadığının tespit edilmesi ve karar tarihinde yürürlükte bulunan düzenleme dikkate alındığında, davacı lehine hükmolunan vekalet ücreti miktarında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, tebliğnamedeki bozma isteyen görüşlere iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin, eksik inceleme ile karar verildiğine, davanın reddi gerektiğine sair ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Maddi tazminatın, davacının gözaltında ve tutuklu kaldığı döneme ilişkin net asgari ücret üzerinden hesaplanan ‘’21.815,34’’ TL yerine, hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak bu miktarın üstünde kalacak şekilde ‘’21.974,55’’ TL olarak tayin edilmesi suretiyle, davacı lehine fazla maddi tazminata hükmolunması,
2- Davacı tarafça dava dilekçesinde hükmedilen tazminat miktarlarına tutuklama tarihinden yasal faize hükmedilmesi talep edilmiş olmasına rağmen gözaltına alınma tarihinden yasal faize hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden davacı lehine hükmedilen maddi tazminat miktarının “21.815,34” TL’ye indirilmesi ve hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “16/03/2010” ibaresinin hükümden çıkarılması ve yerine “19/03/2010” ibaresinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05.07.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.